9 Şubat 2011 Çarşamba

Tarkan - Bu Şarkılar Da Olmasa

Taşındık! Hepinizi bekliyoruz yeni adresimize: Her Şarkı Bir Anı

Müzik setim bangır bangır. Pop’umuzun ultra, mega, hiper starı haykırışta:

Ne içli yazmış Nazan Öncel. Ne gerçek! Sizi bilmem ama ben şarkısız bir günü düşünemiyorum. Şarkı demek hayat demek benim için.

Müziksever bir aileden geliyorum. Küçüklüğümden beri radyosundan, televizyonundan, kasediyle, plağıyla şarkıların, türkülerin duyulmadığı zaman olmadı evimizde. Üstelik pek çok kişinin sesi de güzeldir yakın akrabada. Ne zaman bir araya gelsek biri bir bahane bulur, ya bir bozlak patlatırdı Orta Anadolu’nun kıraç ovalarından, ya da “Unutturamaz seni hiç kimse”lerden dem vurulurdu. Yanında çay, kahve, rakı – ne denk gelirse. Şarkı ve aile bir benim için.

Kendimi bildim bileli şarkı söylemeyi de severim. İlkokuldan üniversiteye ve sonrasında, hep bir koronun içinde buldum kendimi. Hatta lisede bir ara kısa soluklu bir assolist kariyerim bile oldu. Duştayken, mutfakta bulaşık yıkarken, bazen sokakta yürürken şarkı söylerim. Hayali klipler çekerim şarkılara keyifle, havam yerindeyse. İnletirken ortalığı, bir de normalde pek erişemediğim tiz bir notayı yakalayıverirsem değmeyin. Ayağım yerden kesilir. Şarkı, daha derin nefes almak benim için.

Benim gibi uzun süre özünün bir tarafını kimselerle paylaşamayanlara şarkıların önemi daha fazladır kanımca. Gören olmasın diye hep sımsıkı tuttuğum gözyaşlarımı ne zaman salıvermek istesem, bir odaya kapanır muslukları açardım Nilüfer'le “Yine bana esmer günler düştü”. Yaşamaya cesaret edemediğim aşkların tadını da ilk şarkılarda aldım. Sevme isteğimi kimi zaman sigara gibi bastım tenime Sezen’in canhıraş çığlıklarında, kimi dirsek mesafesinde tuttum Ajda’nin “cool” sesinde. Canım çok sıkıldı, boğulacak gibi hissettim bazen. Leman Sam elini uzattı “Yol ver gitsin kederlere”. Zülfü Livaneli umut verdi “Dünyayı güzellik kurtaracak". Bülent Ortaçgil güldürdü beni kara mizahıyla “Oyuna devam, Biz hiç yorulmadık”. Şarkı, can kurtaran simidi benim için.

Bazen bir şarkının ilk üç notası yetiyor beni alıp götürmeye. Bir koku getiriveriyor dünümden, bir tat. Kah bir gülümseme, kah bir damla yaş. Kırkıma merdiven dayadığım şu günlerde baktım, hayatım bir “müzikal”. İrili ufaklı her saniyem, her anım, başka başka melodilerin ağlarına takılmış. Nağmeler anılarla tortulanmış, anılar şarkılarda billurlaşmış. Şarkı, buram buram geçmiş benim için.

Biliyorum, yalnız değilim. Hepimizin hayatına eşlik eden bir “film müziği” var. Kimininki klasik ağırlıklı, kimininki Müslüm Baba yüklü. Her birimizin hayatı bir diğerinden farklı noktalardan geçiyor kuşkusuz, şarkılarımız da değişik olabiliyor. Kişiden kişiye değişmeyen, zifiri karanlıkta bile yaşanası umutların uzak ışığını farkedebilme gücümüz. Ve müziğin kimseyi ayırt etmeden, hepimizin acısını tatlısını yoğunlaştırması, güzelleştirmesi.

Şarkılar hepimiz için!

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Bu sarkilar da olmasa? Telefonlar calmasa? arkadaslar aramasa? Napardim kimbilir?

Ne guzel de tercuman oluyor bazen sarkilar...

Secil

Ilknur dedi ki...

Ozgur, iyi ki yazmaya baslamissin bu blogu. Bu sayede, yillarca ayni okullarda okudugum arkadasimi bunca yil sonra sanal ortamda tanima firsati buldum. Madem sen anilarini sarkilar uzerinden anlatiyorsun, ben de bloguna sarkilar uzerinden bir yorum yapayim: Bu gunlerde Bulent Ortacgil'in yeni albumunde donup donup yeniden dinledigim bir sarki var: "Istedigini Yap". Sozlerini tereddutsuz butun yazilarinin altina yorum olarak yazabilirim...